Tek bir entegrasyon yaparak e-ticaret sitenizden tüm banka ve kredi kartları ile online ödeme alın.
Teknolojik gelişmeler hayatımızı farklı şekillerde etkilemeye devam ediyor, yaşamlarımıza sürekli olarak farklı yenilikler ekleniyor. Fintech adı verilen ve finansal hizmetleri iyileştirmek adına teknolojiden yararlanan yeni finans endüstrisi de bu yeniliklerden biri.
Fintech yani finans teknolojileri hayatımızı derinden etkiledi ve yakın gelecekte bu etkileşim daha da belirginleşecek. Bu yazımızda finans teknolojilerine dayalı olarak ortaya çıkan PSD ile PSD2 kavramlarından ve ödeme sistemi trendlerinden bahsedeceğiz. Hazırsanız başlayalım ve ilk defa Avrupa Birliği ülkelerinde ortaya çıkan PSD kavramını detaylandıralım.
PSD Nedir ve Nasıl Ortaya Çıktı?
Gelişen finans teknolojileri doğrultusunda Avrupa Birliği ülkelerinde ilk defa 2009 yılında yürürlüğe giren PSD yani Payment Services Directive (Ödeme Hizmetleri Direktifi); hızlı, güvenli ve verimli bir ödeme piyasası geliştirmek isteğiyle ortaya çıktı.
PSD’nin amacı, Avrupa Ekonomik Bölgesi içerisinde yer alan ödeme servis sağlayıcılarına alan açmaktı. Bu düzenleme ile beraber Avrupa içerisindeki ödeme sektörüne katılım artırıldı. PSD sayesinde bankalar veya elektronik para kuruluşları dışında belli finansal ve teknolojik yeterlilikleri sağlayan kuruluşlar da ödeme kuruluşu olarak faaliyet göstermeye başladı.
PSD2 ise PSD'ye getirilen bir güncelleme olarak hayat buldu. İsterseniz biraz da PSD2'den bahsedelim.
PSD2: Ödeme Hizmetleri Direktifinin Yeni Düzenlemesi
Çevrim içi ödeme şekillerinden ödeme esnasında ihtiyaç olan bilgilere kadar birçok şeyi kapsayan Ödeme Hizmetleri Direktifi’nin ikincisi konumundaki PSD2, Avrupa Birliği ülkelerinde 2016 yılı itibarıyla yürürlüğe girdi.
PSD2 ile birlikte bankalar, sahip oldukları müşterilerinin kullanıcı bilgilerini güvenli API’ler (Application Programming Interface) aracılığı ile üçüncü partilere açtılar. Ancak hatırlatmakta fayda var: Öncelikle müşterilerin, bu bilgilerin paylaşılmasına onay vermesi gerekiyor.
Geçmişte yalnızca finans kuruluşlarının erişebildiği bu verilere üçüncü partilerin erişebilmesi, finans teknolojileri ve hizmetleri alanındaki inovatif üretimi canlandırdı. Üçüncü parti geliştiriciler, müşterilerin hesap bilgilerini analiz ederek daha isabetli pazarlama enstrümanları geliştirmeye başladılar. İsterseniz biraz da PSD2’nin hedeflerinden bahsedelim:
PSD kavramını ve hedeflerini anlattık. Şimdi, PSD2 doğrultusunda hızla gelişen ödeme sistemlerindeki trendlerden bahsedelim.
Ödeme Sistemleri Trendleri: Mobilin Yükselişi
Yakın bir gelecekte online alışveriş için her 10 kişiden 7'sinin mobil telefon kullanacağı öngörülüyor. Kullanıcılar geçmişe nazaran mobilden çok daha fazla alışveriş yapıyor. Dolayısıyla e-ticaretin geleceğinde mobilin merkezde yer alacağını söyleyebiliriz.
Mobildeki bu gelişim “Omni-channel retail” ve “Social to Everything Media” gibi trendlerin ortaya çıkmasını sağladı. Müşterilere birleştirici bir alışveriş deneyimi sunan bu kavramlar, geleneksel ticaretten ayrışıyor. Omni-channel pazarlama, alışveriş deneyiminin kusursuz ve entegre olması için tüketicilerin gözünden gözlem yapmak ve bu deneyimi tüm kanallarda yönetmek anlamına geliyor.
“Social to Everything Media” kavramı doğrultusunda ise markalar; potansiyel müşterilerini, kullandıkları mecralar ve kanallar üzerinden yakalamaya, onları sadık müşteriye dönüştürmeye çalışıyor. Artık birçok firma, Facebook Messenger üzerinden bile sipariş almaya başladı.
Artık son kullanıcılar tüm hizmetlere aynı platformdan ulaşabilmek istiyor. Bunu yaparken de ödemenin mümkün olduğunca kolay ve hızlı gerçekleşmesini talep ediyor. Bu yüzden ödeme sistemlerinin güvenilir, pratik ve neredeyse her platforma entegre olması gerekiyor.
Bu noktada iPara’dan destek alabilir ve ödeme sayfalarınızda hem pratiklik hem de güvenirlilik elde edebilirsiniz. Türkiye’nin sanal POS’u iPara, size uygun seçenekleri ile kullanıcıların ödemelerini kolayca almanızı sağlar.
